12. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı konuları

Paragrafta Anlam

Açıklayıcı Anlatım

Açıklayıcı anlatım, bilgi vermek veya bir şeyi öğretmek amacıyla kullanılan bir yazılı veya sözlü anlatım biçimidir. Bu anlatım türünde nesnel bir dil kullanılır ve süslü ifadelere veya sanatsal anlatıma pek yer verilmez. Ders kitapları, makaleler, denemeler, fıkralar ve eleştiriler gibi farklı türlerde kullanılabilir. Açıklayıcı anlatım, tanımlama, karşılaştırma, örneklendirme, alıntı yapma, sayısal verilerden yararlanma gibi yöntemlerle desteklenir.

Açıklayıcı Anlatımın Özellikleri:

  1. Süslü ve sanatsal ifadelere nadiren yer verilir.
  2. Kelimeler ve terimler genellikle gerçek anlamlarında kullanılır.
  3. Temel amaç bilgi aktarmaktır.
  4. Konuyu anlaşılır bir şekilde öğretmeyi hedefler.
  5. Konuyla ilgili soruları aydınlatmak için detaylı açıklamalar yapılır.
  6. Devrik cümlelerden kaçınılır ve anlatım sade tutulur.

Açıklayıcı Anlatıma Örnek Sorular

Örnek 1

Anlatımda açıklık, her şeyden önce kafanın açıklığınıgerektirir.Dilbilinc iaynızamandabilgi bilincidir. Bu yüzden açıklık, kolay kazanılan bir beceri değildir. Bilim adamı, kit­leyle iletişimini, düşüncenin inceliğini savsaklayarak değil; düşüncenin incelik ve karmaşıklığını en saydam anlatım biçimlerine dökerek sağlayabilir.

Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden özellikle hangisine başvurulmuştur?

A )Betimlemeye    B) Öykülemeye  C) Tanımlamaya  D) Açıklamaya  E) Karşılaştırmaya

YANIT: D Şıkkı

Örnek 2

Murat Belge’nin “İstanbul” dergisindeki bir yazısı, “İstanbul Sen Büyüksün” başlığını taşır. O yazı­da anlatılan, bu kentin fiziksel büyüklüğü değil, kültürel zenginliği, renkliliği, çeşitliliğidir; ama, bu deyimi pekâlâ, nüfus ve metrekare bağlamında da kullanabiliriz ve “İstanbul, sen büyüksün.” di­yebiliriz. Ne var ki, büyüklük de çok göreceli bir şey değil mi? Bugün, kim bilir kaç kilometrekare üzerine yayılmış 10 milyonluk İstanbul, gerçek­ten de, ucu bucağı olmayan, büyük bir kent. Onun yanında, 19. yüzyılın, nüfusu 1 milyonun çok altındaki, henüz banliyölere taşmamış küçü­cük İstanbul’un büyüklüğü nedir ki? O zamanın insanlarının, yine de, bu kenti, git git bitmeyecek kadar büyük bulmaları, bence son derece ilginç, düşündürücü.

Bu parçada kullanılan anlatım biçimi ve dü­şünceyi geliştirme yolu aşağıdakilerden han­gileridir?

A) Öyküleme–Tanımlama
B) Betimleme–Alıntılama
C) Öyküleme–Karşılaştırma
D) Öyküleme–Tanık gösterme
E)  Açıklama–Karşılaştırma

YANIT: D Şıkkı

Tartışmacı Anlatım

Tartışmacı anlatım, yazarın kendi doğrularını okuyucuya kabul ettirmek ve onu kendi görüşlerine ikna etmek amacıyla kullandığı bir anlatım tekniğidir. Bu teknikte yazar, kendi düşüncelerini okuyucuya açıklar ve karşıt görüşü eleştirir, çürütmeye çalışır. Yazar, okuyucuya sanki karşısında biri varmış gibi konuşur ve kendi görüşünün doğruluğunu örneklerle destekler. İlk olarak eleştirilecek düşünce sunulur ve yazar, kendi görüşünün doğruluğunu ve eleştirdiği düşüncenin yanlışlığını savunur.

Tartışmacı Anlatıma Örnek Sorular

Örnek 1

Şehir mimarisinin, toplum kimliğiyle bağlantısı­na kafa yormamıştır. Karmakarışık suratlarında en ufak bir duygu izine rastlanmaz. Ama bu tip­ler sağlıksız kentleşmeye çözüm aramaya kal­kar. İşte bu garip geliyor bana. Güya onlar has­talıklı kentleşmeye ilaç olacaklarmış. Sonuçta onların elinden “sağlam çarpıklıklar(!)” doğuyor. Öylesine sağlam ki bir gün bu beton yığını kent­leri değiştirmek isteyen bir medeniyet kurulur­sa, denizler dolusu molozu dünyanın göğsün­den nasıl kaldıracaklarını aklım almıyor.

Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisine başvurulmuştur?

A) Açıklama  B) Betimleme  C) Öyküleme  D) Tartışma  E) Örnekleme

YANIT: D Şıkkı

Örnek 2

Bir işin erbabı olmak hiç de sanıldığı kadar ko­lay değildir; hele hele şair olmak, kanaatimce en zor iştir. Öyle üç beş şiir yazmakla, birkaç kitap çıkarmakla olacak bir iş değildir şair olmak. Bel­li başlı özellikleri şahsiyetimizde bulundurma­dan, ilk başta da dil ve kelimeler üzerinde çalış­ma azmine sahip olmadan şair olamayız; olsak olsak kimse alınmasın ama müteşair oluruz.

Yukarıdaki paragrafın anlatım biçimi aşağı­dakilerden hangisidir?

A) Açıklama  B) Betimleme  C) Tartışma  D) Öyküleme   E) Karşılaştırma

YANIT: C Şıkkı

Betimleyici Anlatım

Betimleme, varlıkları sözcüklerle betimlemek ve onları duyu organları aracılığıyla algılanan özellikleriyle ifade etmektir. Betimleme sadece nesnelerin fiziksel özelliklerini değil, aynı zamanda bu özelliklerin insanın iç dünyasında uyandırdığı duygu, düşünce ve izlenimleri de aktarabilir. Bu anlatım biçimi, okuyucuya bir nesneyi veya varlığı daha yakından tanıtmayı ve onunla ilgili derinlemesine bir anlayış sağlamayı amaçlar.

Betimleyici Anlatıma Örnek Sorular

Örnek 1

Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı
Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı
Bu gurbetten gurbete giden yolun üstünde
Bu üç mevsimi değişmiş görüyorum üç günde

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

A) Karşılaştırma  B) Tartışma   C) Örnekleme  D) Betimleme  E) Açıklama

YANIT: D Şıkkı

Örnek 2

Balkondaki beyaz masanın üstündeki cam ta­bakta üç çeşit meyve var: Üzüm, armut ve şef­tali. Taneleri ince, çekirdeksiz İzmir üzümü, ağ­zımda tatlı bir serinlikle eriyor. Soyulmuş ve di­limlenmiş armuda çelik çatalı batırınca, çıkan sesten armudun çok sulu olduğunu anlıyorum. Sulu olmasına rağmen mayhoş bir tadı var. Sı­ra, dilimlenmiş şeftalilerde. Bir dilim şeftali, kadifemsi bir uyum ve bal tadıyla ağzımda dağılır­ken benim aklım hâlâ üzümlerin hararet dindi­ren serinliğinde.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

A) Açıklama  B) Tartışma  C) Karşılaştırma  D) Öyküleme  E) Betimleme

YANIT: E Şıkkı

Öyküleyici Anlatım

Öyküleyici anlatım, tasarlanmış veya gerçek bir olayın, kişi, zaman ve yer öğeleri ile anlatıldığı bir anlatım biçimidir. Bu tür anlatımda olaylar ve karakterler genellikle bir hikayenin içinde gelişir ve okuyucuya aktarılır.

Betimleyici Anlatıma Örnek Sorular

Örnek 1

İdeallerinin kurbanı bir adam olan emekli öğret­men Nazım ile türkü söylemek sevdasıyla acı­ların ortasına düşmüş bir kadının hayatını ke­siştiren “Gönül Yarası” adlı filmi seyrettim ge­çen hafta. Filmde kadın, hastalıklı bir sevda ile kendisine tutkun eski kocasından kaçıyor. Tür­külere sarılıyor, türkü söyleyince mutlu oluyor, unutuyor acılarını. Adam, hayallerinin önünde açtığı uçurumlarda kayboluyor. Birbirlerine tutu­nup yaşamın kıyısında bir yol arıyorlar.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

A) Öyküleme  B) Benzetme  C) Örnekleme  D) Karşılaştırma  E) Tartışma

YANIT: A Şıkkı

Örnek 2

Köyden kasabaya taşınmıştık. Cadde üstünde, sol tarafta bahçesi olan, beyaz boyalı bir ev satın almıştık. Bahçemizden, komşu bahçeden gelen küçük bir su yolu geçiyordu. Bu su, yan duvarın altından aşağıdaki bahçelere akıyordu. Bizim bahçenin bir köşesinde ufak bir tel kümes vardı. Dip tarafta domates, biber, yeşil salata ekilmişti. Cadde tarafında sardunyalar, pembe karanfiller, hanımelleri bulunuyordu.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?

A) Açıklama – öyküleme  B) Tartışma – betimleme  C) Öyküleme – betimleme  D) Açıklama – tartışma  E) Örneklendirme – öyküleme

YANIT: C Şıkkı

Paragrafta Konu

Paragrafın konusu, parçanın ana odak noktasını temsil eder. Paragrafın ne hakkında olduğunu anlamak için aşağıdaki adımları takip edebiliriz:

  1. En çok tekrar edilen sözcüklere odaklanın: Parçada sıkça tekrar edilen veya vurgulanan sözcükler, genellikle konuyu belirlememize yardımcı olur.
  2. İlk cümlelere dikkat edin: Birçok paragrafta konu, ilk cümlelerde açıkça belirtilir. Bu nedenle paragrafın başlangıcına özel bir önem vermek faydalı olabilir.
  3. Parçanın tamamını kapsar nitelikte olmalıdır: Konu, paragrafın tamamını içermelidir. Yani bir parça içinde birden fazla farklı konu olmamalıdır.
  4. Genellemelere gitmeyin: Konuyu belirlerken, genellemelerden kaçının. Konuyu mümkün olduğunca spesifik bir şekilde tanımlamaya çalışın.

Paragrafın konusu, sınav sorularında şu tür sorularla karşılaşabilir:

  • “Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?”
  • “Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir?”
  • “Bu parçada hangisinden yakınılmaktadır?”

Paragrafın konusunu belirlerken metindeki belirgin özelliklere ve vurgulara odaklanmak önemlidir.

Paragrafta Konuya Örnekler

Örnek 1
⇒ Hatıra türünün bizdeki tarihi pek eski sayılmaz. 20. yüzyıl öncesine gelinceye kadar hatıra yazmış olanların sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Hâlbuki Batı’da Sezar’ın Galiç Savaşı’nı anlattığı hatıralarını dikkate alırsak yirmi asırlık bir geçmişinin olduğunu görürüz. Bize gelince, Sezar’ınkine benzer bir hükümdar hatırası olarak Bilge Kağan’ın Göktürk Kitabeleri dediğimiz metinlerini hatıra olarak kabul edebiliriz.
Konu: Edebiyatımızda hatıra türünün tarihçesi

Örnek 2
⇒ Sabun köpüklerinde gökkuşağının renklerini, lapa lapa yağan karda uçuşan serçeleri görebildiğimiz için şükredelim. Eğer bize verilen nimetleri ve bütün güzellikleri göremeyecek kadar kör isek utanalım. Elimizdeki nimetleri sayalım. Ufak tefek çabalarla ortadan kaldırılabilecek sıkıntıları değil.
Konu: Mutlu olmak için hayatın güzel taraflarını görmek gerekir.

Örnek 3
⇒ İnsanın doğayla savaşımında korkunun rolü yansımaz. Önemli olan bu insanca duyguyu iyi değerlendirebilmektir. Nasıl ki kullanılması bilinmeyen bir silah bazen geri tepip büyük zararlara yol açabiliyorsa korku da denetim altında tutulmayıp kendi başına bırakılırsa sonuç hiç kimse için iyi olmaz. Korkalım; ama neden, niçin korktuğumuzu bilelim. Korkuya yenilme kaygısının tutsağı olmayalım.
Konu: Korkularımızı denetleme

Paragrafta Başlık

Yazının ne ile ilgili olduğunu belirten bir ya da birkaç sözcüklük isimlendirmelere başlık denir.

  1. Ana düşünceyle doğrudan ilgilidir.
  2. Bir yazının ya da eserin adıdır.
  3. Parçanın içeriğini tümüyle kapsar, konunun sınıflarını  çizer.
  4. Kısa, özlü ve ilginçtir.
  5. Bütün harfleri ya da baş harfleri büyük yazılır.
  6. Sonuna nokta konmaz.
  7. Parçanın bütünün okunduğunda daha hızlı kavranır.

Paragrafta Başlığa Örnekler

Örnek 1
Eğitim ve dil, birbiriyle yakından ilgili iki alan. Kuşkusuz dili kullanmanın tek amacı eğitim değildir; ama eğitimi dilsiz gerçekleştiremezsiniz. Bu yüzden eğitici yayınların dili, açık seçik, doğru ve seslendiği kitlenin düzeyine uygun olmalıdır. Bu koşullara sahip olmayan bir kitap, içindeki bilgiler ne kadar yararlı olursa olsun, işlevini yerine getiremez. Aktarılamayan, anlaşılmayan bilgi de bir bakıma yok sayılır.
Başlık:
Eğitici Yayınların Dili

Örnek 2
“Bir yazarın bütün ustalığı, iyi tarif ve iyi tasvir et­mekten ibarettir. Yazılan şeyin doğal, kuvvetli ve gü­zel olması için gerçeği ifade etmesi gerekir. Okudu­ğunuz bir eser sizi fikirce yükseltir, içinizi asil duy­gularla doldurursa, onu değerlendirmek için başka bir ölçü aramayınız. Eser iyidir ve usta elinden çık­mıştır.”
Başlık: Usta ve Yazar

Paragrafta Ana Düşünce

Paragrafın ana düşüncesi, yazarın okuyucuya iletmek istediği mesajı ve yazının amacını belirler. Ana düşünce, paragrafın bütününü özetler ve paragrafın yazılış amacını ifade eder. Ana düşünceyi bulmak için aşağıdaki soru tiplerine dikkat etmek önemlidir:

  1. “Bu parçada anlatılmak isteneni içeren en genel yargı numaralandırılmış cümlelerden hangisidir?”
  2. “Bu parçadan aşağıdaki sonuçların hangisi çıkarılabilir?”
  3. “Bu hikâyeden çıkarılabilecek sanatla ilgili yargı, aşağıdakilerden hangisi olabilir?”
  4. “Bu paragrafta anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?”

Ana düşünceye yönlendiren kelimelere ve cümlelere dikkat etmek de önemlidir. Özellikle anahtar kelimeler, ana düşünceyi bulmada yardımcı olabilir. Anahtar kelimeler şunlar olabilir: “bu nedenle, sonuç olarak, zira, oysa, tam tersine, son olarak…” gibi bağlayıcı ifadeler.

Ana düşünce genellikle paragrafın ilk ve son cümlelerinde bulunur, ancak bazen orta kısımda da olabilir. Bu nedenle bütün metni dikkatlice okumak önemlidir. Ayrıca örnekleme yapılmışsa, örneklemenin içindeki cümle de ana düşünceyi yansıtabilir.

Ana düşünceyi belirlemek için metindeki anahtar kelimeleri ve cümleleri izlemek, yazarın amacını ve mesajını anlamada yardımcı olur.

Paragrafta Başlığa Örnekler

Örnek 1
Tiyatrosu olan bir memlekette kötülükler, hatalar sürüp gitmez. Çünkü, hayatın bir örneği olan sahnede aktörler, insanlığa ayna olurlar. Biz, kendimizi onlarda görürüz. Onlar bize ne olduğumuzu, ne olmak istediğimizi, ne olmaktan korktuğumuzu gösterirler.
Ana Düşünce: Paragrafta tiyatronun insana iyi ve kötüyü göstererek onları eğittiği vurgulanmıştır.

Örnek 2
Uyku, bilişsel performansın sağlanması için hayati önem taşıyor. Çeşitli araştırmalarda, yeterince uyunmadığında dikkat, dil, bellek, karar verme, yorumlama, öğrenme gibi bilişsel fonksiyonların etkilendiği ortaya çıktı. Bir veya daha fazla gece uyumama, çocuklarda reaksiyon sürelerini yavaşlatır, saldırganlığı arttırır, stratejik planlama, dil ve iletişim becerilerini bozar.
Ana düşünce: Uykusuzluğun öğrenmeyi olumsuz etkilediği

 

Paragrafta Yardımcı Düşünce Konu Anlatımı,Paragrafta Yardımcı Düşünce Nedir, Paragrafta Yardımcı Düşünce tyt, Paragrafta Yardımcı Düşünce örnek sorular, Paragrafta Yardımcı Düşünce ayt, Paragrafta Yardımcı Düşünce ile ilgili örnek, Sizlere bu yazımızda Paragrafta Yardımcı Düşünce hakkında bilgi vereceğiz.

Paragrafta Yardımcı Düşünce

Ana düşünceyi açan, destekleyen, geliştiren düşüncelere yardımcı düşünceler denir.

  1. Paragrafta yer alan yardımcı düşünceler, ana düşünceyi açan, destekleyen, geliştiren düşüncelerdir. Bu yardımcı düşünceler şu özelliklere sahiptir:

    • Ana düşünceye bağlıdır: Yardımcı düşünceler, paragrafın ana düşüncesine bağlı olarak gelişir ve bu ana düşünceyi destekler.
    • Ana düşünceyi her yönden aydınlatır: Yardımcı düşünceler, ana düşünceyi farklı açılardan ele alarak daha açıklayıcı bir şekilde sunar.
    • Ana düşünceye ters düşmez: Yardımcı düşünceler, ana düşünceyi desteklerken onun sınırlarını aşmaz veya tersine gitmez. Yani ana düşünceyi desteklerken konu dışına çıkmaz.

    Yardımcı düşüncelerin paragraf içindeki rolü şunlardır:

    • Ana düşünceyi açıklar: Yardımcı düşünceler, ana düşünceyi daha ayrıntılı bir şekilde açıklar.
    • Paragrafın akışını sürdürür: Yardımcı düşünceler, paragrafın akışını sürdürerek okuyucuyu ana düşünceye doğru yönlendirir.
    • Paragrafın konu bütünlüğünü sağlar: Yardımcı düşünceler, paragrafın konu bütünlüğünü koruyarak paragrafın tutarlılığını ve anlamını güçlendirir.

    Paragraf içindeki yardımcı düşünceler, ana düşünceye hizmet eden unsurlardır ve paragrafın genel anlamını derinleştirir. Bu nedenle, yardımcı düşüncelerin paragraf içindeki rolünü anlamak önemlidir.

Örnek 1
Sanat, hele roman sanatı, bilim değildir. Ne var ki bilgiye büyük ölçüde gereksinimi vardır, bilgiden yararlanmak zorundadır. Bilim sanattan yararlanır mı? Bilim, bir olayın sonuçlarına, verilerine bakar, buna göre karşılaştırmalar yapar. Olayın belgelerini inceler. Sonra da bir kanıya varır. Sanat ise bütün bunları beklemeden gözlemciliği, sezgileri, önceki bilgileri ve duygusallığı ile olayların gelişmesini ve nereye varacağını kestirebilir.
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?

A) Sanatın bilgiye ve bilime ihtiyacı vardır.

B) Bilimde, eldeki verilere göre birtakım sonuçlar çıkarılır.

C) Sanatta verilere göre değil, sezgilere ve ön bilgilere göre sonuç çıkarılır.

D) Sanat, bilimden yararlandığı gibi bilim de sanattan yararlanır.

E) Olayların değerlendirilmesinde bilimle sanatın metotları farklıdır.

YANIT: D Şıkkı

Örnek 2
Her epope ya da epik şiir bir tarihsel gerçekten kaynaklanır. Örneğin Homeros’un ünlü epik şiiri İliada’nın çekirdeğini Troya savaşları oluşturur. Ancak bu savaşlar tarihe özgü bir nesnellikle değil, düş gücüyle beslenip zenginleştirilerek anlatılır. Gerçeğe olağanüstülükler, şaşırtma öğeleri katılır. Öyküsel bir yapıları olduğu için hem olay örgüsü hem de kişiler bulunur. Kişiler tarihten alınan gerçek kişiler, tanrılar, tanrıçalar gibi değişik öbeklerde toplanabilir.
Bu parçada epik şiirlerin hangi yönüne değinilmemiştir?

A) Konuların tarihî olaylara dayandırıldığına

B) Farklı niteliklerde kişilerin yer aldığına

C) Gerçek olayların hayâl öğeleri ile zenginleştirildiğine

D) Homeros’un bu tür şiirlerin en önemli ismi olduğuna

E) Öykü türüne ait nitelikler taşıdığına

YANIT: D Şıkkı

Örnek 3
Doğa güzelliklerinden bir tat alamıyorum. Güneşin doğması, batması; suların şırıl şırıl ya da gürül gürül akması, dağların, kırların görünüşü güzelmiş; daha nice güzellikler varmış doğada. Ne yalan söyleyeyim biri bile çekmiyor, ilgilendirmiyor beni. Çekse, ilgilendirse bile çok sürmüyor. “Bana ne!” diyorum çabucak. Ben ancak insanoğlunun ortaya koyduğu güzelliklerle ilgilenir, ancak onları severim. Kuşların ötmesini ne yapayım? Çalgı dinlerim.
Böyle düşünen birinin aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenemez?

A) Dağlara, derelere bakmaktansa resim sergilerini gezerim.

B) Bir nehir kenarında biraz oturacak olsam hemen sıkılırım.

C) Benim için insan emeği doğadaki her şeyden daha yücedir.

D) Hiçbir bestekâr, bülbülün nağmelerinden daha güzel besteler yapamaz.

E) Doğayla baş başa olunca huzur bulduğunu söyleyenlere doğrusu şaşıyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Bize destek olmak için lütfen reklam engelleyicini kapat :(