11. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı konuları

Anlatım Bozuklukları

 

Anlatım Bozuklukları

Cümle, duygu ve düşüncelerin iletilmesinde kullanılan en etkili araçtır. Ancak bu temel araç doğru, açık ve duru bir biçimde kullanılmazsa anlam karmaşası yaşanabilir.

İyi bir cümle, anlatım bozukluklarını içermeyen, duygu ve düşünceleri eksiksiz, açık ve anlaşılır bir şekilde iletebilen cümledir. Yani dilbilgisi kurallarına uygun, noktalama işaretleri düzgün kullanılmış, anlamı net ve yanlış anlamalara yol açmayan ifadelerden oluşur.

Kısacası, iyi bir cümlenin özellikleri şunlardır:

1. Doğruluk

Cümlenin dilbilgisi kurallarına uygun olması gerekliliğini ifade eder. Doğru bir cümlede:

  • Yüklem eksikliği,
  • Yüklemler ve ögeler arasında anlam uyumsuzluğu,
  • Gerekli olduğu halde eksik bırakılmış özne veya diğer tümlec eksikliği,
  • En fazla ya da en az sözcük kullanımı,
  • İyelik karışıklığı,
  • Tamlama hataları,
  • Ek hataları bulunmaz.

2. Duruluk

Cümlede gereksiz veya fazla sözcük bulunmaması gerekliliğini ifade eder. Duru bir cümlede ne fazladan bir sözcük ne de eksik bir sözcük bulunur. Yani duru bir cümleye eklenen veya çıkarılan herhangi bir sözcük anlamı bozar.

3. Açıklık

Cümlenin kolayca anlaşılabilir ve kavranabilir olması gerekliliğini ifade eder. Açıklık özellikle sözcük seçimi ve kullanımıyla ilgilidir.

Açık bir cümlede:

  • Yanlış anlamda kullanılmış sözcükler,
  • Yanlış yerde kullanılmış sözcükler veya ifadeler,
  • Anlamca çelişen ifadeler,
  • Yapısı bozulmuş sözcükler,
  • Noktalama hataları veya eksiklikleri,
  • Mantıksal tutarsızlık yoktur.

Sözcük Düzeyinde Anlatım Bozuklukları

Sözcüklerin veya ifadelerin gereksiz yere kullanılması, benzer anlama sahip fakat farklı kökten türeyen kelimelerin yanlış anlamda kullanılması, sözcük veya ifadelerin yanlış yerde kullanılması, anlamca birbiriyle çelişen ifadelerin aynı cümlede bulunması, mantıksal tutarsızlığa yol açan ifadelerin kullanılması, anlam belirsizliği oluşturan ifadelerin yer alması, deyimlerin yanlış yapılandırılması veya taşıdığı anlama uygun olmayan şekilde kullanılması gibi durumlar sözcük düzeyinde anlatım bozukluklarına neden olmaktadır.

1. Gereksiz Sözcük Kullanılması

Eğer bir sözcük, cümlenin anlamını değiştirmeden çıkarılabiliyorsa o sözcük gereksizdir.

Bu konudaki düşüncelerinizi almak istiyorum. (“fikirlerinizi” ve “düşüncelerinizi” kelimeleri aynı anlamı taşımaktadır. Dolayısıyla “fikirlerinizi” sözcüğü çıkarıldığında anlam değişmez.)

Yıllardır görmediği arkadaşıyla karşılıklı mektuplaşıyorlar. (“mektuplaşıyorlar” eylemi “karşılıklı” anlamını zaten içermektedir. “karşılıklı” kelimesi çıkarıldığında anlam değişmez.)

Örnek Soru:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Yarışmada sorulan soruların yalnızca üçünü cevaplayabilmişti.
B) İşlerini yoluna koymak için gece gündüz demeden çalışıyordu.
C) Her gün aynı yerde, aynı saatte kuşlara yem atardı.
D) Bu kentin bütün sokaklarını avucumun içi gibi bilirim.
E) Kardeşine niçin odayı toplamadığı için çıkışmış.

YANIT: E Şıkkı

 

2. Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılması

Sözcüklerin (özellikle sıfatların ve zarfların) yanlış yerde kullanılması anlam belirsizliğine yol açar.

“Doktor olarak doğduğu köye atanmış.” cümlesinde “doktor olarak” sözünün yeri anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Doğru cümle;

“Doğduğu köye doktor olarak atanmış.” biçiminde olmalıdır.

Tuvalette unutulan çantası bulundu. (Y)
Çocuğun tuvalette unutulan çantası bulundu. (D)

İzinsiz oyuna giren futbolcuya hakem sarı kart gösterdi. (Y)
Oyuna izinsiz giren futbolcuya hakem sarı kart gösterdi. (D)

3. Mantık ve Sıralama Yanlışları

Olayların, durumların yanlış sıralanmasından kaynaklanır.

“Bu çocuk değil bir cümle, bir paragraf bile okumaz.” cümlesinde “cümle” ile “paragraf” kelimeleri yanlış sıralanmıştır. Doğru cümle;

“Bu çocuk değil bir paragraf bir cümle bile okumaz.” biçiminde olmalıdır.

Seninle değil şehir içinde gezmek, dünya turuna bile çıkmam. (Y)
Seninle değil dünya turuna çıkmak, şehir içinde bile gezmem. (D)

Onu buraya gelmeden önce mi sonra mı aradın? (Y)
Onu buraya gelmeden önce mi geldikten sonra mı aradın? (D)

4. Anlamca Çelişen Sözcüklerin Birlikte Kullanılması

Anlamca çelişen sözcüklerin, aynı yargıya bağlı olarak birlikte kullanılması anlatımı bozar. Özellikle, olasılık ve kesinlik bildiren sözcüklerin aynı cümlede kullanılmasından kaynaklanan yanlışlıklar anlatım bozukluğuna neden olmaktadır.

“Mutlaka bugün buraya uğrayabilir.”

Bu cümlenin yüklemi “ihtimal” anlamında, “mutlaka” kelimesi kesinlik ifade etmektedir. Bu yüzden iki söz cümleye anlatım bozukluğu katmaktadır.

Çocuk, odasını yavaşça toplayıverdi.
Bence, hiç şüphe yok kitabı o almıştır.
Kuşkusuz Ahmet de bu kitabı almak istiyor olmalı.
Kesinlikle, bu sorunun cevabını biliyor olabilir.

Altı çizili sözcüklerin anlamca birbiriyle çelişmesinden dolayı anlatım bozukluğu vardır.

5. Sözcüğün Yanlış Anlamda Kullanılması (Birbiriyle Karıştırılan Sözcüklerin Yanlış Anlamda Kullanılması)

Anlamı iyi bilinmeyen; eş anlamlılarıyla aynı kökten türemiş benzerleriyle karıştırılan sözcükler anlatım bozukluğuna yol açar. Bazı sözcükler vardır ki her cümlede kullanılmaz.

O halde bu türden sözcükler, kullanılmaması gereken yerde kullanılırsa sözcüğün yanlış anlamda kullanılmasından doğan anlatım bozukluğu ortaya çıkar.

“Bugün biyoloji öğretmeninin yazılı yapma olanağı var.”

“Olanak” sözcüğü “imkan” anlamında kullanılır. Burada “olanak” sözcüğü yerine “olasılık” sözcüğü kullanılmalıdır.

O halde cümle;

“Bugün biyoloji öğretmeninin yazılı yapma olasılığı var.” şeklinde olmalıdır.

Kullandığı gübre ürünün bol olmasına yol açtı. (sağladı)
Bu aracın kaza yapma şansı çok yüksek.
(riski)
Söyledikleriyle insanların neşelenmesine neden oldu.
(sağladı)
Annesinin, kardeşine kızmasını sağladı.
(neden oldu)

6. Anlam Belirsizliği

a. Noktalama Eksikliği

Cümlede bazı sözcükler anlam belirsizliğine yol açabilir. Bu anlam belirsizliğini gidermek için bu sözcüklerden sonra virgül getirilir.

“Parktan ayrılırken, simitçi çocuğa seslendi.” cümlesinde “simitçi” sözcüğü anlam belirsizliğine yol açmış. “Simitçi” olan “çocuk” mu yoksa “simitçi” diye başka biri mi var, belli değil.

b. Şahıs Uyumsuzluğu

Bazı sözcükler aldıkları eklerden dolayı cümleye 2. tekil (sen) ile 3. tekil (O) anlamını verebilmektedir. Bu sözcükler şahıs zamiriyle kullanılmazsa şahıs yönünden anlam belirsizliğine yol açabilir.

“Geçen sene Ankara’ya, evini biz tanışmıştır.” cümlesinde kimin evinin taşındığı kesin değildir. Tanışanın “onun evi mi yoksa senin evin mi?” olduğu belirsiz olduğundan bu cümlenin başına şahıs zamiri getirilmelidir.

7. Yanlış Yapılandırılmış Sözcükler

Meslek bildiren sözcükle meslek bildiren ek aynı sözcükte bir arada bulunmaz.

Babam eskiden manavcıydı. (manavdı)

Eklerin yazılması gereken yerde yazılmaması, yazılmaması gereken yerde yazılması anlatım bozukluğuna neden olur.

Bu testler geçen yıl hazırlanıp öğrenciye dağıtılmayan testleridir. (testlerdir)

Tüm suçlar bendeymiş gibi konuştu. ( suç)

Masanın üzerindeki bulunan kağıtları çöpe attı. (üzerinde)

Cümle Düzeyinde Anlatım Bozuklukları

Cümlenin yapısıyla ve dil bilgisiyle ilgili bozukluklardır. Bunlar tamlama ve öge yanlışlarına bağlıdır.

1. Tamlamalarla İlgili Yanlışlıklar

Çoğunlukla ad ve sıfatların aynı tamlanana bağlanması sonucu oluşan bir anlatım bozukluğudur. Bu nedenle isimlerle sıfatların aynı tamlanana bağlandığı kullanımlara dikkat etmek gerekir.

“Özel ve kamu kuruluşları iki gün tatil edildi.” cümlesinde “kamu kuruluşları” ifadesi doğrudur. Çünkü bu, isim tamlamasıdır. Ancak “özel” sözcüğü “kuruluşları” tamlananına bağlanamaz. Çünkü “özel” sözcüğü sıfattır. Bu nedenle “özel kuruluşları” ifadesi yanlıştır. Cümledeki bozukluğu gidermek için “özel” sözcüğünden sonra “kuruluşlar” sözü getirilmelidir:

“Özel kuruluşlar ve kamu kuruluşları iki gün tatil edildi.”

“Derste belgisiz ve işaret sıfatlarını işledik.” cümlesinde “belgisiz” sözcüğü sıfat, “işaret” sözcüğü ise isimdir. Hem sıfatın hem ismin aynı tamlanana (sıfatları) bağlanması anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Bu bozukluğu gidermek için “belgisiz” sözcüğünden sonra “sıfatlar” sözcüğünü getirmek gerekir:

“Derste belgisiz sıfatları ve işaret sıfatlarını işledik.”

A. Ortak Öge Yanlışlıkları

Kimi zaman birbirine bağlı ad ve sıfat tamlamalarının tamlayanları ve tamlananları bağlaçla birbirine bağlanır. Bunlar ortak gibi kullanılır. Bu gibi durumlarda tamlananlar arasında uyumsuzluk görülür.

  • İsim tamlamaları bazı eklerle (iyelik ekleriyle) kurulur. Sıfat tamlamaları ise eksizdir. Bu yüzden isim ve sıfat aynı tamlanana bağlanamaz.

“Bu konu kültürel ve ekonomi açısından oldukça önemli.” cümlesinde “ekonomi açısından” isim tamlamasıdır. “kültürel” sözcüğü sıfat olabilecek sözcüktür ve “kültürel açıdan” şeklinde sıfat tamlaması olur. Sıfat tamlamaları iyelik eki almadıkları için “açısından” sözcüğü ortak tamlanan olarak kullanılmaz.

B. Tekillik – Çoğulluk Uyumsuzlukları

Türkçede sayı sıfatlarından ve kimi nicelik bildiren belgisiz sıfatlardan sonra gelen adlar, çoğul eki almaz, aldığında anlatım bozulur.

Bu aralar Ahmet’in birçok sorunları var.
                                                   sıfat      ad
(“birçok sorunu ”  biçiminde olmalı)

Burada yüzlerce kuş türleri yaşamaktadır.
 
      sıfat              ad
( “yüzlerce kuş türü” biçiminde olmalı)

Galatasaray futbol kulübü şampiyonluğu binlerce taraftarlarıyla kutladı.
                                                                                                     sıfat             ad
(“binlerce taraftarıyla” biçiminde olmalı)

2. Öge Yanlışlıkları

A. Özne İle İlgili Yanlışlıklar

Özne eksikliği sıralı-bağlı cümlelerde görülür. İki ayrı yüklemin ayrı öznesi bulunması gerekirken ortak olmayan öznenin ortakmış gibi kullanılması, bir özne ile yetinilmesi anlatım bozukluğuna yol açar.

“Adamın morali çok bozulmuş ve evde günlerce yatmıştı.” “bozulmuş” yüklemine sorulan sorunun karşılığı vardır fakat “yatmıştı” cümlesine soru sorulduğu zaman özne eksikliği vardır. Doğru cümle;

“Adamın morali çok bozulmuş ve adam evde günlerce yatmıştı.” biçiminde olmalıdır.

a. Olumluluk ve Olumsuzluk Bakımından Uyumsuzluk

Bağımsız sıralı cümlelerde özne olumlu ise yüklem olumlu; özne olumsuz ise yüklem olumsuz olmalı. Bu kurala uyulmazsa özne eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu ortaya çıkar.

“Kimse yaralıya yardım etmiyor, oradan uzaklaşıyordu.” cümlesinde “kimse” kelimesi olumsuz, “uzaklaşıyordu” kelimesi olumludur. İkinci cümle ile uyum sağlanmamıştır. İkinci cümleye “herkes” şeklinde bir özne getirilmelidir.

 

B. Tekillik – Çoğulluk Bakımından Uyumsuzluklar

  1. Cümlede öznenin ifade ettiği şahıslarla yüklemin bildirdiği şahıslar arasında bir uyum olmalıdır.
  • İnsanın dışındaki varlık ya da kavramların özneleri çoğul ise yüklemi tekil olur.
    • Kuşlar silah sesiyle uçuştular. (uçuştu)
  • Kişileştirme yapıldığında çoğul öznenin yüklemi çoğul ya da tekil olabilir.
    • Ağaçlar üzüntüden yapraklarını döktüler. (döktü/döktüler)
  • Özne insansa her ikisi çoğul olabilir. Ancak özneleri fertleri toplu değil, tek tek düşündürülüyorsa yüklem tekil olur.
    • İnsanlar, bazen zamanın değerinin bilmezler.
  • Çokluk bildiren sözcükler özne olduğunda, yüklem ya da  diğer ögelerde çokluk ekine gerek yoktur.
    • Birçok yazarımız, bu dünyadan göçtüler. (göçtü)
  • Zaman kavramları tekil yüklem alır:
    • Sınava doğru günler hızlıca akıp giderler. (gider)
    • Aylar, yıllar su gibi akıp geçtiler. (geçti)
  • Çoğul eki almayanlar: “ne kadar, birkaç, her çeşit, her türlü, birer” sözcüklerinden sonra gelen isimler (-ler) çoğul ekini alamaz.
    • Ne kadar insanlar gelip geçti bu dünyadan? (Y)
    • Ne kadar insan gelip geçti bu dünyadan? (D)
  • Özne sayıyla verildiğinde yüklem tekil olur.
    • Dün üç kişi, bana seni sordurlar. (Y)
    • Dün üç kişi, bana seni sordu. (D)

B. Nesne Eksikliği

  1. Cümlede nesnenin kullanılmamasından kaynaklanan anlatım bozukluğudur. Sıralı cümlelerde ve birleşik cümlelerde görülür.
    • Kitaplarına gözü gibi bakıyor, kimseye vermiyordu. (Y)
    • Kitaplarına gözü gibi bakıyor, onları kimseye vermiyordu. (D)
    • Ailecek sana güveniyor ve destekliyoruz. (Y)
    • Ailecek sana güveniyor ve seni destekliyoruz. (D)

C. Dolaylı Tümleç Eksikliği

  1. Birleşik, sıralı veya bağlı  cümlerde görülür. Bu cümle dolaylı tümleç alabilen veya alamayan eylem yada eylemsilerin uygun olmayan olmayan birlikteliğinden doğar.
    • Sabahtan akşama kadar şehri gezmiş ve hayran kalmıştı. (Y)
    • Sabahtan akşama kadar şehri gezmiş ve ona hayran kalmış. (D)
    • Sigara içmek aşırı derecede bağımlılık yapar, başlamayın. (sigara içmeye)

 

D. Edat Tümleci Eksikliği

  1. Ahmet’i okulda bulup bu konu hakkında konuşmayalım. (onunla)
  2. Çocuğa rahatsız etmeyin, konuşmayın! (çocukla)

E. Yüklem Eksikliği ve Yüklemler Arasında Uyumsuzluk

  1. Sıralı ya da birleşik cümlelerde birden çok yargı için ortak kullanılan yüklemler aşağıdaki durumlarda anlatım bozukluğuna yol açar.
  • Ayrı yüklem gerektiren özneler, aynı yükleme bağlanamaz:
    • Yolcuların bir bölümü müzik, bir bölümü kitap okuyordu. (birinci cümleye “müzik” kelimesinden sonra “dinliyor” yüklemi getirilmelidir. Yani;
    • Yolcuların bir bölümü müzik dinliyor, bir bölümü kitap okuyordu.
  • Cümledeki birden çok yüklem arasında kip, kişi ve yapı yönünden uyumsuzluk olmamalıdır.
    • Kardeşim şiirleri zevkle okumaya; biz ise can kulağıyla dinlerdir. (okurdu)

F. Ek Eylem Eksikliği

  1. “idi, imiş, ise, -dir” ek eylemlerinin gerektiği yerde kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur. Sıralı cümlelerden birincisi olumlu, ikincisi olumsuz ise birinciye ek eylem getirmediğimizde, bunu ikinci cümlenin yüklemine bağlamış oluruz. Bu da anlam belirsizliğine yol açar, cümlenin anlatımını bozar.
  • Bugün hava oldukça güzel ancak nemli değildi. (Y)
  • Bugün hava oldukça güzeldi ancak nemli değildi. (D)
  • Bu savaşın zarar mı yoksa yarar mı sağladığı belli değil. (Y)
  • Bu savaşın zarar mı verdiği yoksa yarar mı sağlandığı belli değil. (D)

H. Çatı Uyumsuzluğu

  1. Aynı cümlede etken, edilgen eylemlerin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açabilir. Bu durum özellikle öge ortaklığı olan cümlelerde görülür.
  • Her ne kadar, şehir dışına taşınılmışsa da istenilen huzura kavuşamadı. (Y)
  • Her ne kadar şehir dışına taşınmışsa da istediği huzura kavuşamadı. (D)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Bize destek olmak için lütfen reklam engelleyicini kapat :(