11. Sınıf Coğrafya Konuları

Beşeri Sistemler

 

2.Ünite 1. Bölüm: Nüfus Politikaları

 

Tarihin her döneminde askeri, siyasi, ekonomik ve sosyal açılardan kritik bir kaynak olan nüfus, günümüzde nicelik ve nitelik bakımından öne çıkmaktadır. Bu nedenle birçok ülke, kendi toplumsal koşullarına ve hedeflerine uygun nüfus politikaları geliştirme gereği duymaktadır. Nüfusun miktarı ve niteliği ile ilgili alınabilecek önlemlerin bütünü nüfus politikası olarak adlandırılır. Nüfus politikaları, ülkelerin gereksinimlerine ve amaçlarına göre farklı yaklaşımlarla üç farklı biçimde uygulanmaktadır.

• Nüfus artış hızının düşürülmesini amaçlayan politika: Kaynaklara göre fazla nüfus veya ekonomik büyüme oranına göre yüksek nüfus artış hızının olduğu bölgelerde uygulanan politika. Günümüzde Bangladeş, Nijerya, Endonezya ve Hindistan bu tür politikaları benimseyen ülkelerden bazılarıdır.

• Nüfus artış hızının yükseltilmesini amaçlayan politika: Kaynaklara göre az nüfus veya ekonomik büyüme oranına göre düşük nüfus artış hızının olduğu bölgelerde uygulanan politika. Batı Avrupa ülkelerinin birçoğu, Rusya, Avustralya ve Japonya gibi ülkeler bu tür politikaları izlemektedir.

Nüfusu koruma ve nitelik bakımından iyileştirmeyi amaçlayan politika: Kaynaklara göre nüfus miktarı veya ekonomik büyüme oranına paralel olarak uygulanan politika. Gelişmekte olan ülkeler arasında Meksika, Arjantin ve Güney Afrika Cumhuriyeti gibi ülkeler bu tür politikaları uygulayanlar arasındadır.

Nüfus artış hızı, ülkeden ülkeye hatta aynı ülkenin farklı bölgeleri arasında dahi değişebilir. Aynı zamanda nüfus artış hızı, zaman içinde belirli bir bölgede de değişiklik gösterebilir. Japonya, geçmişten günümüze farklı nüfus politikalarının uygulandığı bir ülke olarak incelenebilir.

  1. Dönem: 19. yüzyılın tamamını ve 20. yüzyılın başlarını kapsayan bu dönemde Japon liderler, ailelerin fazla çocuk sahibi olmalarını teşvik ederek aile planlamasına karşı çıkmıştır.
  2. Dönem: II. Dünya Savaşı sonrasında sömürgelerden dönen yüz binlerce insan, yılda ‰20’nin üzerinde nüfus artış hızına yol açarak bu hızın artmasına sebep olmuştur. Bu nedenle 1950’lerden itibaren nüfus artış hızını düşürmeye yönelik politikalar uygulanmıştır.
  3. Dönem: 1990’ların başlarına gelindiğinde nüfus artış hızındaki düşüş devam etmiş ve bu, Japon hükümetlerinin yeni nüfus politikalarını geliştirmesine neden olmuştur. Doğum oranlarında bazı artışlar elde edilmiş olsa da nüfus artış hızını yükseltmek amacıyla alınan önlemler, düşüşü önlemekte yetersiz kalmıştır. 2000’lerin başlarında nüfus artış hızı neredeyse durma noktasına gelmiş ve 2010 yılında ilk kez nüfus miktarı azalmıştır.

Japonya’da düşük nüfus artış hızı ve uzun ortalama yaşam süresi, nüfusun yaşlı bireylerle oranını artırmıştır.

Çin’de uzun yıllar boyunca uygulanan nüfus artış hızını düşüren politikalar (1970-2015) sayesinde nüfus artış hızı önemli ölçüde azalmıştır (1970: ‰27, 2015: ‰5). Ancak 2015’te yaşlı nüfus oranının artması gibi farklı nedenler gösterilerek bu politika terk edilmiştir.

Hızlı nüfus artışı, dünya genelinde birçok ülkede çeşitli sorunlara (kaynak tüketimi, çevre sorunları, vs.) yol açmaktadır. Bu sorunların çözümüne yönelik nüfus politikaları, nüfus artış hızını düşürmeye yönelik çabalara odaklanmaktadır. Aynı şekilde bazı ülkelerde nüfus artış hızının düşük olması veya nüfusun artmaması da, geleceğe yönelik tehditler açısından ciddi sorunlar yaratabilir. Kendi kendini yenileyemeyen nüfus yapıları, yaşlanan nüfus gibi sorunları da beraberinde getirir. Bu nedenle bu ülkeler, nüfus artış hızını artırmak amacıyla politikalar izleyebilirler.

 

Türkiye’de Nüfus Politikaları: Türkiye’de nüfusun değişen doğum, ölüm ve göç oranlarına bağlı olarak şekillenen özellikleri, aynı zamanda nüfus politikalarındaki evrimi de etkilemiştir. Cumhuriyet döneminden günümüze, nüfus artış hızına yönelik uygulanan nüfus politikalarının dört ayrı dönemde ele alındığı görülmektedir.

1923-1965 Dönemi: Bu dönemde genel olarak nüfus artış hızını artırmayı amaçlayan politikalar izlenmiştir.

1965-1980 Dönemi: Bu aşamada genel yaklaşım, nüfus artış hızını düşürmeye yönelik politikalara yönelmiştir.

1980-2005 Dönemi: 1980’lerle birlikte gelen sosyal, siyasi ve ekonomik değişimler, nüfus artışına farklı bir bakış açısı getirmiştir. Bu dönemde, nüfus artış hızının yükselmesi veya düşmesi yerine, nüfusun sağlık, eğitim, beslenme ve barınma gibi temel konulardaki ihtiyaçlarının karşılanmasına odaklanılmıştır.

2005’ten Sonrası: 2000’lerin başından itibaren nüfus artış hızının ‰15’in altına ve doğurganlık oranının da 2,09’un altına düşmesi, devam eden yıllarda da düşüş eğilimini sürdürmesi, devlet yönetiminin nüfus politikalarında değişikliğe gitme ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Bu süreçte nüfus yapısının olası riskleri daha geniş çaplı olarak tartışılmıştır. Aynı zamanda hükümet yetkilileri, 1965’e kadar uygulanan ve nüfus artış hızını yükseltmeyi amaçlayan politikaların izlerini taşıyan bir yaklaşım benimsemiştir.

Türkiye’nin Geleceği: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından oluşturulan düşük doğurganlık senaryosuna göre, doğurganlık hızının doğal bir düşüşle 2050 yılına kadar 1,65’e düşeceği ve ardından artarak 2075 yılında 1,85’e yükselmesi beklenmektedir. Yüksek doğurganlık senaryosuna göre ise, doğurganlık hızının artarak 2050 yılına kadar 3’e ulaşacağı ve sonrasında sabit kalacağı tahmin edilmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Bize destek olmak için lütfen reklam engelleyicini kapat :(