9. Sınıf Tarih Konuları

Boylardan Devlete

 

Oguş, Urug, Boy, Budun, İl Nedir?

İlk Türklerde oguş (aile), urug (aileler birliği), boy (ok), budun (millet) ve il (devlet) hakkında bilgi verelim.

Oguş yani aile Türk sosyal yapısının en küçük birimidir. Genellikle aile anne, baba ve çocuklardan oluşur ama genellikle ailedeki çocuklar evlenmemiş olur eğer evlenmişse de ailesinden ayrılarak kendisine yeni bir ev kurardı. Ayrıca evlenmek kelimesi ev kurmak anlamına da gelirdi. Genellikle ailedeki en küçük çocuk evinde ailesiyle kalırdı. Eski Türk toplumlarında genellikle erkeklerin hakları kadınlardan üstün değil kadın ve erkekler eşit haklara sahipti. Kadınlar da erkeklerin yaptığını yapabiliyor ailesini kuruyordu.

Urug yani sülale ailelerin birleşmesiyle oluşur ve aileler birliği anlamına gelirdi ve genellikle birbiriyle kan bağı olan veya yakın olan ailelerden meydana gelirdi. Sosyal ve ekonomik yönden birbirlerine destek olunur. Urug toplanır ve o sülalenin reisi seçilir ve o reis tarafından urug ile kararlar alınırdı. Boylar ise urugların birleşmesiyle oluşur ve urugun siyasi bir niteliği yokken boyların siyasi bir niteliği vardır.

Boy beyleri ise boyları töreye göre idare ederdi. Her boyun belli bir toprağı ve askeri gücü olurdu. Budun yani millet ise anlayacağınız üzere boyların birleşmesiyle oluşur ve başında Han bulunurdu. İl ise budunların birleşmesiyle oluşur ve bu topluluklardan en büyüğüdür. İl yıkıldığında milletler yapısını korur bu sebepten Türk devletlerini yıkmak zor olur bu yapı Türk devletlerinin devamlılığını sağlamıştır. Türk toplumlarında sosyal yönden üstünlük yoktur çünkü Türklerin gözlerinde bütün Türkler asildir. bu metni anlamını değiştirmeden yeniden yaz ve önemli yerleri koyulaştır

Boylar Konferansı, eski Türk topluluklarında boy adı verilen yerel aile gruplarının ve kabilelerin bir araya gelerek ortak konuları görüşmek, kararlar almak ve çeşitli meseleleri çözmek amacıyla düzenledikleri toplantılardır. Bu tür konferanslar, Türk boylarının siyasi, sosyal ve ekonomik işleyişini düzenlemek için önemli bir rol oynamıştır. İşte İlk Türklerde Boylar Konferansı (Boylar Birliği) örgütlenmesinin nasıl işlediğine dair bir açıklama:

  1. Boyların Oluşumu: İlk Türk toplulukları, genellikle aynı soydan gelen aile gruplarından ve kabilelerden oluşurdu. Bu gruplara “boy” denirdi. Her boyun bir Boy Başkanı bulunurdu. Boy Başkanı, genellikle cesur, ekonomik olarak güçlü ve adaletli bir kişi arasından seçilirdi.
  2. Boy Başkanlarının Görevleri: Boy Başkanları, boyun iç dayanışmasını korumakla sorumluydu. Ayrıca, boyun haklarını savunmak ve gerektiğinde boyun çıkarlarını korumak da Boy Başkanlarının görevleri arasındaydı.
  3. Mülkiyet ve Damga: Boyların kendi mülkiyetleri vardı. Yaylak ve kışlak adı verilen bölgeler, boyların sahip olduğu topraklardı. Yaylaklar genellikle bir boyun ortak malıydı, ancak kışlaklar bireysel mülkiyete aitti. Damga, her boyun kendine özgü bir sembolüydü ve hayvanlarının vücutlarına bu damgayla işaretlenirdi. Bu, komşu boyların hayvanlarıyla karışmasını önlemek için kullanılırdı.
  4. Bodun ve İdareciler: Boylar bir araya geldiğinde oluşan birliğe “bodun” denirdi. Bodunun başında yabgu, şad, ilteber gibi unvanlar taşıyan idareciler bulunurdu. İlk Türk devletlerinde, boyların bir araya gelerek bodun oluşturmasıyla devletin temelleri atılırdı.
  5. Birliklerin Oluşumu: Boylar kendi aralarında bir araya gelir ve ortak meseleleri tartışır, kararlar alırlardı. Bu birliktelikler sayesinde boylar konfederasyonu oluşturulur ve daha büyük topluluklar meydana gelirdi. İlk Türk devletleri, bu birliklerin ve konfederasyonların bir araya gelmesiyle kurulurdu.

Boylar Konferansı veya Boylar Birliği, İlk Türklerdeki toplumsal ve siyasi düzenin temelini oluşturan önemli bir yapıydı. Boylar, kendi aralarındaki işbirliği sayesinde güçlü topluluklar oluşturur ve bu topluluklar, daha büyük Türk devletlerinin temellerini atmada kritik bir rol oynardı.

İlk Türklerde “il” veya “devlet” kavramı, Türk topluluklarının siyasi organizasyonunu ifade eden önemli bir terimdir. İlk Türk devletlerinin yapıları ve örgütlenmeleri zaman içinde evrildi, ancak temel unsurları şunlardı:

  1. İnsan Unsuru (Halk veya Millet): Türk devletlerinin oluşturulmasında insan topluluğu veya millet unsurunun varlığı büyük bir öneme sahipti. Belirli bir coğrafi bölgede bir araya gelen, aynı soydan gelen veya benzer kültürel bağlara sahip insanlar, birlikte yaşama iradesi göstererek bir millet oluşturuyordu. Bu insan topluluğu, devletin ana unsurunu oluşturuyordu.
  2. Egemenlik Unsuru: Egemenlik, devletin temel unsurlarından biriydi. Türk devletlerinde siyasi iktidar, belirli bir toprak parçası üzerindeki üstün iradeyi temsil ediyordu. Egemenlik, devletin yönetimini elinde bulunduran ve devletin iç işleyişini düzenleyen otoriteyi ifade eder.
  3. Ülke Unsuru: “Ülke,” coğrafi olarak belirli sınırları olan bir toprak bütünlüğünü ifade eder. Türk devletleri, genellikle belirli bir coğrafi alanda egemenliklerini kurarlar ve bu alan içinde siyasi bir varlık oluştururlardı. Bu coğrafi sınırlar, devletin toprak bütünlüğünü koruma amacıyla belirlenirdi.

İlk Türk devletlerinin oluşumunda, bu üç ana unsur bir araya gelerek devletin temelini atmıştır. Türk toplulukları, bu unsurları bir araya getirerek devletlerini kurarlar ve siyasi organizasyonlarını sağlarlar. Türk devletlerinin yapısı ve örgütlenmesi zaman içinde değişiklik gösterse de, bu temel unsurlar devletin temel yapısını oluşturur. İl veya devlet, toprak bütünlüğüne dayalı olarak siyasi olarak örgütlenmiş bir milletin oluşturduğu bir varlıktır ve bu varlık, toplumun iç düzenini ve dış ilişkilerini düzenlemek için kurulur.

Tölesler, Orta Asya’da yaşamış olan bir Türk boyu veya etnik grup olarak bilinirler. Gök-Türk Devleti’nin erken dönemlerinde ve Hunlar döneminde önemli bir rol oynamışlardır. İşte Tölesler hakkında daha fazla bilgi:

  1. Coğrafi Dağılım: Tölesler, Baykal Gölü’nün doğusundan Karadeniz’in kuzeyine kadar olan geniş bir coğrafyada yaşamışlardır. Özellikle Kazakistan bozkırlarında yerleşmişlerdir. Coğrafi olarak geniş bir alanda yaşadıkları için bu bölgede farklı Töles boyları bulunmaktaydı.
  2. Tarihi Rol: Tölesler, özellikle Gök-Türk Devleti’nin erken dönemlerinde ve Hunlar döneminde önemli bir rol oynamışlardır. Ting-ling adlı bir Töles boyu, Gök-Türk Devleti’nin kuruluşuna katkıda bulunmuş ve Bumin Kağan’a bağlanmıştır. Ancak 603 yılında yaşanan kabile isyanları, Batı Gök-Türk Devleti’nin kaderini etkileyerek Töleslerin Gök-Türk Devleti içindeki rolünü değiştirmiştir.
  3. İsim Değişikliği: Gök-Türk Devleti’nin tarihinde, Töles boy isimleri yerine daha sonradan Karluk, Turgis, Kıpçak, Oğuz ve Peçenek gibi yeni boy isimleri kullanılmıştır. Bu, Töleslerin isimlerinin zaman içinde değiştiğini ve bu dönemde farklı etnik grupların birleştiğini göstermektedir.

Tölesler, Orta Asya’nın karmaşık ve çeşitli etnik gruplarından biriydi ve tarih boyunca bu bölgedeki siyasi olaylara katılmışlardır. Ancak zaman içinde bu grupların isimleri ve kimlikleri değişmiş ve farklı Türk boyları veya etnik grupları ortaya çıkmıştır.

Mete Han’ın Kavimleri Birleştirmesinin Nedenleri:

  1. Siyasi Birliği Sağlama: Mete Han, Orta Asya’da parçalanmış olan Türk topluluklarını bir araya getirerek siyasi birliği sağlamak istemiştir. Birçok farklı Türk boyu ve kavminin liderini bir çatı altında toplayarak güçlü bir ordu ve devlet oluşturmayı hedeflemiştir.
  2. Dış Tehditlere Karşı Koruma: Mete Han, Çin Seddi’ni aşarak Çin’e saldırmış ve Çin’den gelen tehlikelere karşı mücadele etmiştir. Bu, Türk kavimlerini dış saldırılara karşı koruma amacı taşımış olabilir. Kendi birliğini oluşturarak, dışarıdan gelen tehditlere karşı daha etkili bir savunma sağlamıştır.
  3. Türk Birliği: Mete Han’ın Türk birliğini oluşturma çabaları, Türk milletinin milli kimlik ve karakterinin bilincine varmalarını sağlamıştır. Türklerin tek bir millet olarak bir araya gelmeleri, daha büyük ve güçlü bir topluluk olmalarını sağlamıştır.
  4. Hükümet ve Yönetim Düzeni: Mete Han, kurduğu devlette hükümeti ve yönetim düzenini organize etmiş ve bu sayede düzenli bir şekilde yönetilen bir devlet oluşturmuştur. Bu da toplulukların iç düzen ve güvenliklerinin sağlanmasına yardımcı olmuştur.
  5. Ticaret ve Ekonomi: Mete Han’ın birleştirdiği kavimler, ticaret ve ekonomik işbirliği açısından da birbirlerine destek olabilmişlerdir. Bu, Orta Asya’da ekonomik kalkınmayı teşvik etmiş olabilir.
  6. Ortak Düşmanlara Karşı Güçlü Durmak: Mete Han, birçok ortak düşmanla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bu düşmanlara karşı birlikte hareket ederek daha güçlü bir savunma sağlamış ve topluluklarını korumuştur.

Sonuç olarak, Mete Han’ın Türk kavimlerini bir araya getirme çabaları, siyasi birliği sağlama, dış tehditlere karşı koruma, Türk birliği oluşturma, düzenli hükümet ve yönetim düzeni kurma, ekonomik işbirliği ve ortak düşmanlara karşı güçlü durma gibi nedenlerle gerçekleşmiş olabilir.

Türklerin Orta Asya’dan göç ederek farklı bölgelere yerleştiği ve çeşitli Türk devletlerinin kurulduğu tarih boyunca, bu devletlerin hangi coğrafyalarda varlık gösterdiğini inceleyebiliriz:

  1. Göktürk Kağanlığı: Göktürkler, Orta Asya’da doğu ve batı olmak üzere iki ayrı devlet kurmuşlardır. Doğu Göktürkler, Orhun Nehri havzasında hakimiyet kurmuşlardır. Batı Göktürkler ise Orta Asya’dan batıya doğru yayılarak Hazar Denizi çevresine kadar egemenlik sürdürmüşlerdir.
  2. Uygur Kağanlığı: Uygurlar, Orta Asya’nın kuzeybatısında Uygur Kağanlığı’nı kurmuşlardır. Ayrıca, Uygurlar daha sonra Doğu Türkistan bölgesine yerleşmişlerdir.
  3. Karahanlılar: Karahanlılar, Orta Asya’da hüküm sürmüşlerdir ve İslam’ı bu bölgeye yaymışlardır. Ayrıca, Karahanlılar zamanında Türk İslam kültürü de gelişmiştir.
  4. Gazneliler ve Selçuklular: Türk hükümetleri, Orta Asya’nın yanı sıra İran ve Hindistan gibi bölgelerde de hüküm sürmüşlerdir. Gazneliler ve Selçuklu Türkleri bu bölgelerde büyük Türk devletleri kurmuşlardır.
  5. Osmanlı İmparatorluğu: Osmanlılar, Anadolu’da başlayarak Balkanlar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya kadar uzanan büyük bir Türk imparatorluğu kurmuşlardır.
  6. Altın Orda: Altın Orda Devleti, Rusya’nın bazı bölgelerine egemenlik kurmuş büyük bir Türk-Moğol devletidir.

Türklerin tarihi boyunca birçok farklı coğrafyada varlık gösterdiğini ve farklı Türk devletlerinin kurulduğunu görmekteyiz. Her biri kendi döneminin önemli aktörlerinden biri olmuş ve bu bölgelerin tarihini etkilemiştir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Bize destek olmak için lütfen reklam engelleyicini kapat :(