9. Sınıf Tarih Konuları

Kanunlar Gelişiyor

 

Roma Hukuku, Antik Roma döneminden başlayarak Batı ve Doğu Roma İmparatorlukları (Bizans İmparatorluğu) boyunca kullanılan hukuk sistemidir. Bu hukuk sistemi, özellikle Batı’da, günümüz Avrupa hukuk sistemlerinin temelini oluşturan önemli bir etkiye sahiptir. İşte Roma Hukuku ve Justinianus Kanunları hakkında daha fazla bilgi:

Roma Hukuku Nedir?

  • Roma Hukuku, Antik Roma döneminden itibaren gelişen ve halk arasındaki ilişkileri düzenlemeye yönelik bir hukuk sistemidir.
  • İlk olarak M.Ö. 7. yüzyılda ortaya çıkmıştır ve Batı Roma İmparatorluğu’nun çöküşüne kadar varlığını sürdürmüştür.
  • Bu hukuk sistemi, özel hukuk ve kamu hukuku ayrımını ilk kez yapmıştır, bu da modern hukuk sistemlerinin temelini atmıştır.

Justinianus Kanunları Nedir?

  • Justinianus Kanunları, Doğu Roma İmparatoru I. Justinianus (Justinianus Büyük) tarafından 6. yüzyılın ortalarında oluşturulan bir hukuk kodifikasyonudur.
  • İmparator Justinianus, bu kanunları oluştururken özellikle Roma Hukuku’na dayanmıştır.
  • Justinianus Kanunları, Roma Hukuku’nun temel prensiplerini derlemiş ve bu kanunların uygulanmasını kolaylaştırmıştır.
  • Kanunlar, medeni konuları (aile, miras, mülkiyet, sözleşmeler vb.) içermektedir.
  • Justinianus Kanunları, dört ana bölümden oluşur: Institutiones (Giriş), Digesta (Klasik hukukun derlemesi), Codex (İmparatorların emirlerinin bir derlemesi), ve Novellae (Justinianus döneminde çıkarılan yeni kanunlar).
  • Justinianus Kanunları, Bizans İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra da etkisini sürdürmüş ve Orta Çağ ve Rönesans dönemlerinde Avrupa’daki hukuk sistemlerini şekillendirmiştir.

Bu iki hukuk sistemi, tarih boyunca büyük etkiler yaratmış ve modern hukukun temelini atmıştır. Roma Hukuku’nun genişlemesi ve Justinianus Kanunları’nın oluşturulması, hukuki düşünce ve uygulamaların gelişmesine katkıda bulunmuştur.

Cengiz Yasası’nda aile hukuku ve ceza hukukuyla ilgili bazı örnek maddeler şunlardır:

  1. Yalan Söyleyenler ve Casuslar: Kasıtlı olarak yalan söyleyen, sihirbazlıkla uğraşan, casusluk yapan veya kavga eden iki kişinin arasına girerek birine yardım edenler ölüm cezasına çarptırılır.
  2. Askere İhmal: Vazifesini ihmal eden bir asker sürgüne gönderilir. Avcılar av sırasında avı kaçırırlarsa, avcıya dayak veya ölüm cezası verilir.
  3. Yemek Adabı: Yemek yiyenlerin yanından geçen bir kişi, hemen atından inmelidir. Yemek yiyenlerin onayını almadan yemeğe oturabilir.
  4. Hırsızlık Cezası: Bir kişinin evinden çalınmış bir at bulunduğunda, hırsız atı sahibine iade etmek zorundadır. Ayrıca dokuz at verme cezası da ödemek durumundadır. Eğer çalan kişi bu cezayı ödeyemeyecek durumdaysa, çocuklarını vermek zorunda kalır veya idam cezasına çarptırılır.
  5. Aile Hukuku: Baba öldüğünde, yaşça büyük olan çocuklar daha fazla miras alır. En küçük oğul babasının evinde yaşamaya devam eder. Çocukların hangi sırayla miras alacakları, annelerinin derecesine göre belirlenir.
  6. Harp Tutsağı İadesi: Kaçan bir esir veya savaş tutsağı ele geçirildiğinde, onu arayan kişiye iade etmeyenler ölüm cezasına çarptırılır.
  7. Mabetlere Saygı: Her türlü mabede saygı gösterilmelidir. Bütün dinlerin ruhani liderleri vergi ve yükümlülüklerden muaf tutulmalıdır.

Bu yasalar, Cengiz Han’ın liderliği altında oluşturulan Moğol İmparatorluğu’nda toplum düzenini korumak ve adaleti sağlamak amacıyla kullanılmıştır. Adalet, toplumun düzenini sürdüren önemli bir unsur olarak kabul edilmiştir ve yasalar bu adaleti temin etmek için kullanılmıştır.

Yusuf Has Hacip’in “Kutadgu Bilig” adlı eserine göre devletin ayakta kalmasını sağlayan ilkeler şunlar şekilde sıralanabilir:

  1. Adalet: Kutadgu Bilig, adaletin bir toplumun temel direği olduğunu vurgular. Adaletin olmadığı bir toplumda huzur ve düzen sağlamak mümkün değildir. Hükümdarın en önemli görevi, adil bir yönetim sağlamak ve adaleti tesis etmektir.
  2. Destekleyici Yönetim: Adaletin yanı sıra, hükümdarın etrafındaki danışmanlar ve vezir gibi yöneticilerin de dürüst ve bilge kişilerden oluşması gerekmektedir. Hükümdarın çevresindeki insanlar, onun kararlarını desteklemeli ve toplumun refahını artırmak için çalışmalıdır.
  3. Akıl ve Bilgelik: Kutadgu Bilig, akıl ve bilgeliği önemli bir unsur olarak ele alır. Vezirin oğlu olan Ögdilmiş, aklı ve zekayı temsil eder. Akıllı ve bilgili yöneticiler, devlet işlerini daha iyi yönlendirebilir ve sorunların üstesinden gelebilirler.
  4. İnancın Rolü: Eserdeki dördüncü figür olan Odgurmış, kanaati, akıbeti ve hayatın sonunu temsil eder. Bu figür, inancın ve kaderin önemini yansıtır. İnanç, insanların hayatta karşılaştıkları zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olabilir.

Bu ilkeler, devletin sadece siyasi bir yapı olmanın ötesinde, toplumun refahını ve mutluluğunu sağlamak amacıyla var olduğunu vurgular. Adalet, dürüst yönetim, akıl ve inanç, Kutadgu Bilig’e göre devletin ayakta kalmasını ve insanların mutlu bir şekilde yaşamasını sağlayan temel taşlardır.

Cengiz Yasası’nın Ortaya Çıkmasında Moğol Kültürünün Etkileri:

Cengiz Yasası, Moğol kültürünün ve Cengiz Han’ın önderliğinin bir ürünüdür ve bu yasanın oluşturulmasında Moğol kültürünün çeşitli etkileri bulunmaktadır:

  1. Toplumsal Yapı ve İşleyiş: Moğol kültürü, geleneksel olarak aile ve klan yapısına dayanır. Cengiz Yasası da bu aile ve klan bağlarını güçlendirmeyi amaçlar. Yasada ailenin toplumun temel birimi olarak kabul edilmesi ve aile içi düzenin korunması önemlidir.
  2. Adalet Anlayışı: Cengiz Yasası, adaletin önemini vurgular. Adaletin sağlanması ve haksızlıkların önlenmesi için sıkı kurallar ve caydırıcı cezalar getirilmiştir. Bu, Moğol toplumunda adaletin sağlanmasının kritik bir değer olduğunu yansıtır.
  3. Sosyal ve Ekonomik Denge: Moğol kültürü, toplumun tüm kesimlerinin refahını koruma amacını taşır. Cengiz Yasası, toplumun farklı sınıflarını dengelemeyi ve herkesin yaşam kalitesini korumayı hedefler. Suç işleyenlerin, mağdurlara tazminat ödemesi bu dengeyi sağlamaya yönelik bir örnektir.
  4. Kültürel Etkileşim: Cengiz Han, farklı kültürlerle etkileşimde bulunmuş ve farklı toplumların özelliklerini anlamıştır. Örneğin, Uygur alfabesini kullanarak yasa metinlerini yazmıştır. Bu, farklı kültürlerin etkileşiminin yasanın oluşturulmasında rol oynamış olabileceğini gösterir.
  5. Göçebe Hayatın Yansımaları: Moğollar, geleneksel olarak göçebe bir yaşam tarzına sahiptirler. Bu, Cengiz Yasası’nın bazı hükümlerine yansımış olabilir. Örneğin, suçluların sürgüne gönderilmesi gibi cezalar, göçebe toplulukların yaşam tarzına uygun olabilir.

Sonuç olarak, Cengiz Yasası’nın oluşturulmasında Moğol kültürünün toplumsal düzen, adalet anlayışı, sosyal denge ve kültürel etkileşim gibi çeşitli unsurlarının etkili olduğu görülmektedir. Cengiz Han’ın liderliği ve gözlem yeteneği, bu yasanın toplumlar arası uyumu ve düzeni sağlama amacını yansıtmıştır.

Aile ve Ceza Hukukuyla İlgili Justinianus Kanunları ve Cengiz Yasası Arasındaki Farklılıklar:

Aile Hukuku:

  1. Justinianus Kanunları: Justinianus Kanunları’nda aile konusunda belirgin kurallar bulunmamaktadır. Bu kanunlar daha çok mülkiyet, miras, boşanma gibi maddi ve hukuki konulara odaklanır. Aile ilişkilerine dair spesifik düzenlemeler bulunmaz.
  2. Cengiz Yasası: Cengiz Yasası, aileyi toplumun temel birimi olarak kabul eder ve ailenin korunmasına büyük önem verir. Aile içi uyumu ve istikrarı sağlamak için alınabilecek önlemlere dair hükümler içerir. Aile bağlarının güçlü tutulması amaçlanır.

Ceza Hukuku:

  1. Justinianus Kanunları: Justinianus Kanunları’nda ceza hukuku, suçluların cezalandırılması ve toplumun düzeninin korunması amacıyla tasarlanmıştır. Cezalar, genellikle maddi tazminat veya hapis gibi maddi ve manevi sonuçlar doğurur. İyileştirme ve suçlunun rehabilite edilmesi daha az vurgulanır.
  2. Cengiz Yasası: Cengiz Yasası’nda ceza hukuku daha sert ve korkutucudur. Cezalar, suçluları caydırmak ve aynı hatayı tekrarlamamalarını sağlamak için ağırdır. İdam veya dövme gibi fiziksel cezalar yaygındır. Suçluların toplumdan dışlanmaları veya onurlarının zedelenmesi gibi sonuçlar da olabilir.

Genel olarak, Justinianus Kanunları daha çok maddi ve hukuki meselelere odaklanırken, Cengiz Yasası toplumsal düzeni koruma ve aileyi güçlendirme amacı güder. Cengiz Yasası’nda cezalar daha sert ve caydırıcıdır, suçluların topluma örnek olmaları hedeflenirken, Justinianus Kanunları daha çok suçluların cezalandırılmasına ve mağdurların tazminat almasına odaklanır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Bize destek olmak için lütfen reklam engelleyicini kapat :(