10. Sınıf Tarih Konuları

Denizlerde Hakimiyet Mücadelesi

 

AKDENİZ’DE OSMANLI HÂKİMİYETİNİN KURULMASI

Osmanlı Devleti’nin deniz gücü ve donanmasının gelişimi, sahil bölgelerinde kurulan Karesioğulları, Aydınoğulları, Candaroğulları, Saruhanoğulları ve Menteşeoğulları beyliklerinin Osmanlı hâkimiyetine katılmasıyla temellendi. I. Bayezid (Yıldırım) döneminde Gelibolu’da yeni bir tersane inşa edilerek denizcilik kapasitesi artırıldı. I. Mehmet (Çelebi) döneminde, Osmanlıların Venediklilere karşı ilk deniz savaşı yapıldı, ancak bu savaş kaybedildi.

II. Mehmet (Fatih) döneminde ise Osmanlılar, İstanbul’un fethi için yaklaşık 400 gemiden oluşan güçlü bir deniz kuvveti meydana getirdi. Oluşturulan bu güçlü donanma sadece İstanbul’un fethinde değil, aynı zamanda Trabzon İmparatorluğu’nun sona erdirilmesi (1461), Kırım ve Kefe’nin fethedilmesi (1475) gibi başka fetihlerde de kullanıldı. Bu dönemdeki gelişmeler sonucunda XV. yüzyılın ikinci yarısında Karadeniz, Osmanlı hâkimiyetinin hakim olduğu bir göl gibi bir duruma geldi.

II. Bayezid döneminde Osmanlı donanması, Avrupa devletlerinin deniz gücüyle rekabet edebilecek seviyeye ulaştı. Yeni tekniklerle üretilen kadırga ve kalyonlar, Osmanlı donanmasının denizlerde büyük bir avantaj sağlamasını sağladı. Kili ve Akkerman’ın alınmasıyla Karadeniz’de, Modon, Koron, Navarin ve İnebahtı’nın alınmasıyla da Akdeniz’de Osmanlı hâkimiyeti güçlendi.

Yavuz Sultan Selim döneminde Haliç’teki tersane Galata’dan Kağıthane’ye kadar genişletilerek donanmanın merkezi haline geldi. Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise Osmanlı donanması altın çağını yaşadı.

Bu dönemde Osmanlı Devleti, Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika’nın tamamına hâkim oldu, deniz gücü sayesinde geniş bir coğrafyada etkinliğini artırdı.

COĞRAFİ KEŞİFLER VE OSMANLI DEVLETİ’NE ETKİLERİ

Osmanlı Devleti, zamanla İpek ve Baharat yollarının denetimini ele geçirerek Doğu ticaret yollarında güçlü bir konuma ulaştı. Akdeniz’de hâkimiyet alanını genişletmesi, Avrupalı devletleri yeni ticaret yolları aramaya yönlendirdi. İspanya ve Portekiz krallarının destekleriyle birçok denizci açık denizlere çıktı ve bu durum Coğrafi Keşiflerin başlamasına yol açtı.

Coğrafi Keşiflerin sebepleri arasında pusulanın geliştirilmesi, sağlam gemilerin yapılması, coğrafya bilgisinin artması, cesur gemicilerin yetişmesi, Avrupalıların Doğu’nun zenginliğine ulaşma isteği ve Hristiyanlığı Avrupa dışında yayma düşüncesi yer almaktadır. Ayrıca, İpek ve Baharat yollarının Türklerin denetiminde olması Avrupalıları başka yollar bulma arayışına itti.

Coğrafi Keşiflerin sonuçları, Amerika, Avustralya ve Afrika’nın keşfiyle yeni yerlerin ve kıtaların keşfedilmesiyle sonuçlandı. İspanyollar ve Portekizliler bu bölgelerde sömürge bölgeleri kurarak insanları köle ticaretinde kullandılar. Ticaret yollarının güzergahı değişti ve Akdeniz limanlarının önemi azalırken Atlas Okyanusu üzerindeki limanlar değer kazandı. Ayrıca, Avrupa’ya bol miktarda altın ve gümüş gelerek Avrupa ekonomisinin güçlenmesine katkıda bulundu.

Bu dönemde ticaretle uğraşan burjuva sınıfı zenginleşti ve asillerin toprakları satın alınarak büyük servet sahibi olundu. Coğrafi Keşifler sonucu yeni bitki, sebze ve meyve türleri keşfedildi ve Hristiyanlık yeni bölgelere yayıldı. Ayrıca, dünyanın yuvarlak olduğunun anlaşılması Katolik Kilisesinin öğretilerini sarsarak kilise ve din adamlarına olan inancın sorgulanmasına neden oldu.

COĞRAFİ KEŞİFLERİN OSMANLI DEVLETİ’NE ETKİLERİ

Coğrafi Keşifler sonucunda ticaret yollarının yön değiştirmesi Osmanlı ülkesindeki İpek ve Baharat yollarının önemini azalttı. Atlas Okyanusu’ndaki limanlar önem kazanırken Akdeniz limanları önemini kaybetti. Bu durum Osmanlı Devleti’nin gümrük gelirlerinde azalmaya ve ekonomisinde gerilemeye neden oldu. Ayrıca, İpek Yolu üzerinde bulunan birçok Türk hanlığı ekonomik yönden zayıflayarak zamanla Rusların denetimine girdi. Keşfedilen bölgelerden Avrupa’ya taşınan değerli madenlerin Osmanlı ülkesine girmesi akçenin değer kaybetmesine yol açtı ve eşya ve mal fiyatlarının artmasına (enflasyon) neden oldu.

HİNT DENİZ SEFERLERİ (1538-1553)

Coğrafi Keşifler sonucu Hint deniz yolunun bulunmasından sonra Portekizler, Hint ticaret yollarını denetimlerine aldılar. Osmanlı Devleti, bu bölgelerdeki Müslümanlara yardım etmek ve Portekizleri bölgeden uzaklaştırmak amacıyla Hindistan’a dört sefer düzenledi. Ancak Hadım Süleyman Paşa (1538), Piri Reis (1551), Murat Reis (1552) ve Şeydi Ali Reis (1553) tarafından gerçekleştirilen seferler bir netice elde edemedi. Nedenleri arasında Osmanlı Devleti’nin bölgenin önemini tam olarak kavrayamaması, Osmanlı gemilerinin açık denizlere dayanıklı olmaması ve bölge halkının tam destek vermemesi etkili oldu.

Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa, Osmanlı donanmasını Akdeniz’den Hint Okyanusu’na geçirebilmek amacıyla “Süveyş Kanalı Projesi”ni hayata geçirmek istedi. Bu projede Akdeniz ve Kızıldeniz’i bir kanalla birleştirerek deniz yolu üzerinden kolay ve hızlı bir geçiş sağlamayı amaçlıyordu. Böylece, Coğrafi Keşifler sonucu önemini kaybeden Akdeniz limanlarının yeniden canlanması hedefleniyordu. Ancak maalesef bu proje hayata geçirilemedi.

ATLANTİK ÜLKELERİNİN AKDENİZ’E NÜFUZ ETME ÇABALARI

XVI. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ VE ATLANTİK ÜLKELERİ ARASINDAKİ MÜCADELE

TUNUS: ORTA AKDENİZ’DE STRATEJİK ÖNEM

Osmanlı Devleti ile İspanya arasında Tunus’un jeopolitik konumu nedeniyle hâkimiyet mücadelesi yaşandı. Barbaros Hayrettin Paşa komutasında Osmanlı Devleti, Tunus’u ele geçirdi. Buna karşılık, İspanya destekli Andrea Dorya komutasında bir Haçlı donanması oluşturuldu. Preveze Deniz Savaşı’nda (28 Eylül 1538), Osmanlı donanması Haçlıları büyük bir bozguna uğratarak Akdeniz’deki üstünlüğü ele geçirdi.

GÜÇLENEN HÂKİMİYET

Osmanlı Devleti, Cerbe Adası’nın fethi (1560) ve Kıbrıs’ın ele geçirilmesi (1571) ile Akdeniz’deki hâkimiyetini daha da güçlendirdi. Ancak bu durum, İspanya, Portekiz ve Venedik gibi ülkelerden oluşan yeni bir Haçlı donanması tarafından meydan okundu. İnebahtı Muharebesi’nde (1571) Osmanlı donanması büyük kayıplar yaşadı.

TUNUS’TAKİ HÂKİMİYET MÜCADELESİ

Osmanlı Devleti ile İspanya arasındaki Tunus hâkimiyet mücadelesi kırk yıl sürdü. Ancak sonunda Osmanlı Devleti, Tunus’a hâkim oldu (1574).

ATLAS VE HİNT OKYANUSU’NDA REKABET

Portekiz ile Osmanlı Devleti arasındaki hâkimiyet mücadelesi Atlas ve Hint Okyanusu’nda da devam etti. “Vadiü’s-Seyl Savaşı” olarak bilinen savaşta (1576), Portekiz donanmaları ağır bir darbe aldı ve Portekiz sömürgecilik rekabetinde geri plana düştü.

HOLLANDA’NIN BAĞIMSIZLIK SÜRECİ VE OSMANLI İLE İLİŞKİLERİ

Hollanda, XVI. yüzyıla kadar İspanya’nın hâkimiyeti altındaydı. Ancak İspanya’nın zayıflaması sonucunda Hollanda, İspanya’dan ayrılarak bağımsız bir konuma geldi. XVI. yüzyılın sonları ve XVII. yüzyılın başlarında, Hollanda Osmanlı Devleti ile iyi ilişkiler kurma çabasına girdi. Bu sayede Akdeniz’de etkinliğini arttırmayı ve birtakım ekonomik imtiyazlar elde etmeyi amaçladı.

İNGİLTERE’NİN GÜÇLENMESİ VE SÖMÜRGECİLİK FAALİYETLERİ

XVI. yüzyıl ortalarından itibaren İngiltere, büyük bir donanma gücüne sahip oldu. XVII. yüzyıldan itibaren İspanya, Portekiz ve Fransa gibi sömürgecilikte en büyük rakiplerini saf dışı bırakarak sömürgecilik faaliyetlerinde ön plana çıktı. Dünyanın birçok yerinde sömürge bölgeleri oluşturdu ve zamanla Akdeniz Bölgesi’ne yönelerek bölgenin deniz ticaretini ele geçirmeyi ve Kuzey Afrika’da sömürge bölgeleri kurmayı hedefledi.

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Bize destek olmak için lütfen reklam engelleyicini kapat :(